30 Mayıs 2019 Perşembe

90’lara Geri Dönüşte Kendimizi Nasıl Hazırlamalıyız? Kısım 0 GİRİŞ

90’lara Geri Dönüşte Kendimizi Nasıl Hazırlamalıyız? Kısım 0 GİRİŞ Mevcut ekonomik durum, ülkenin son yirmi yılda sergilediği iktisadi performans ve değişen dünya koşulları bizi Levent Kırca’lı 90’lar Türkiye’sine Atılgan’daki Scoty gibi ışınlıyor adeta. Mevcut jenerasyonun 18 yaş civarından itibaren 2001 doğumlu olması Cem Yılmaz’ın 31 Aralık 1999 gecesi Star ekranlarında yaptığı milenyum gösterisini (INSERT LINK) kaçırmış olmaları gibi ufak detayları da ihtiva etse de daha da önemlisi yüksek enflasyonlu, belediye çukurlarına düşen ya da elektrik kablolarında cereyana çarpılmanın mümkün olduğu bir dönemi yaşamadılar. Eski Türkiye vs. Yeni Türkiye denilerek gerçekleştirilen değişimin bizleri uzun vadede nasıl etkileyebileceği düşünüldüğünde güncel örnekler olan Arjantin/Venezüella, bazı Doğu Avrupa Ülkeleri ve Pakistan/Bangladeş aklıma incelenmesi gereken örnekler olarak geliyor. Uzun vadede kurdan, artan vergilerden ve bunların yarattığı ama gerçekten düşük açıklanan rakamların yarattığı fakirleşme ve daha ötesi yüksek faizin yarattığı işsizlik bizlere 90’lar nostaljisini gerçeğe dönüştürme şansı veriyor. Pek çok uzantısı olan gündelik yaşamın lüks, konfor ve sürdürülebilirlik olarak bölümlendirilmesi durumunda önümüzdeki 10 yılda eskilere ait bazı gündelik hayat mücadelelerinin geri gelebilme riskinin artması demek olduğunu unutmamalıyız. Örnek olarak o dönem sıklıkla yaşanan su, doğalgaz, elektrik ya da telefon kesintilerinin tekrar yaşanmaması için bir sebep yok. Tabi bir gecede cahil kaldık gibi bir durum söz konusu olmayacak. Ama zamanla ülkedeki genel fakirleşme ya da siyasi yapının çökmesi nedeniyle insan kaynağının verimli yönetilememesi bu alt yapı kalemlerinin bakım ve tamiratlarının azalmasına, üstün körü yapılmasına, ya da artan talebi karşılamak üzere gerekli yatırımların ötelenmesine neden olacaktır. Zamanla çukur yollar, kesintiden ya da düşük voltaj seviyesinden bozulan buzdolapları ya da kışın yanmayan kaloriferler, yetersiz alt yapı dolayısıyla internete bağlanamayan akıllı telefonlar gibi gündelik hayat sıkıntılarının geri dönmesine neden olabilir. Bu kapsamda 90’lar Türkiye’sinde olan ve birer yedek vazifesi gören kömür sobalarının ortadan kalktığının farkındayız. Tam tersine o dönemki hayatımızda olmayan ve eksikliğinde bizleri panik tak hastasına çeviren İnternet ve Sosyal Medya gibi kavramların içinde olmamız gibi daha kompleks hayatlara itilmiş vaziyetteyiz. 90’larda bir walkmen, radyodan çekişmiş karışık kaset, şarjlı pil ve kaseti çevirmek için cepte taşınan kalemlerden akıllı telefon, bluetooth kulaklık ve power bank kombosuna evrilmiş bulunuyoruz. Bu yüzden yavaş yavaş kendimizi yaşadığımız ülkeye adapte etmenin vakti geldi de geçiyor bile. Açıkçası toplumun genelinin apartmanda yaşadığını düşünerek kafamdaki kurguyu yapmaya çalışıyorum. Öncelikle bir ev dışardan hangi hizmetleri alıyor diye bakıp bunlarda nasıl tasarrufa ve yedeklemeye gidebiliriz diye bakmak lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder