8 Eylül 2014 Pazartesi

BUG OUT BAG (SIVIŞMA/DEPREM ÇANTASI) HAKKINDA KISIM-1

Merhabalar,
Daha önce genek olarak hazırlıkçı stratejilerinden kısaca bahsetmiştik. Şimdi ise strateji olarak değerlendiremeyeceğimiz, her bir bireyin kendisi için kesinlikle hazırlaması şart olan BUG OUT BAG (BOB) yani SIVIŞMA ÇANTASI’ndan bahsedeceğiz.
İster hazırlıkçı olun isterseniz olmayın bu tarz bir çantanızın mutlaka olması gerekmektedir. Bu çanta size felaket anında (ki bu felaket illa deprem, sel gibi doğal afetler olmak zorunda değil, evinizde ya da komşunuzda çıkan bir yangın, salon duvarınızdan içeri giren freni patlamış bir kamyon gibi çok daha minik ölçekli bir felakette olabilir) düşünmeden ve zaman kaybetmeden bulunduğunuz yeri terk etme imkanı verir. Mesela zaman zaman haberlerde görürsünüz, Bulgaristan baraj kapaklarını açıyorum der, ve bundan bir kaç saat sonra trakyadaki şehirlerimizde çatılardan toplanan vatandaşlarımız beni al diye el sallar. Ya da 24 mayıs 2014’teki Gökçeada depremindeki gibi vatandaşlar kendilerini sokağa atar, ya da alt komşusunda yangın çıkan birisi itfaiye tarafından dumandan zehirlenmesin diye merdivenle dışarı alınır. Bunlar çok kısa sürede olan ve/ya adrenalin hormonunun panik duygusuna yarenlik ettiği anlar olduğundan olay esnasında kendimizi kurtarır ve badireyi atlattığımızı zannederiz. Ancak bir kıvılcım ya da bir sarsıntıya bakan bu felaketlerin açtığı yaraları sarmak oldukça uzun zaman alabilmektedir.
Örnek olarak farzedelim alt katımızdaki komşumuzun evinde yangın çıktı. Yoğun dumandan dolayı eve çıktık ve itfaiye de bizi merdivenle aldı. Tam olay bitti derken maalesef alevler bizim dairemizi sardı ve evimiz zarar gördü. Sadece maddi zarar gördüğümüz bu olayda kimi kimlik belgelerimiz, diplomalarımız, banka hesap bilgilerimiz ya da ehliyetimiz gibi kişisel bilgilerimizi ispatlayan belgelerimizi de kaybettik. Maddi zararımızın üstüne bir de düşünün bir akrabanızın evinde kalacaksınız ama bankadan para çekmek için bile kim olduğunuzu ispat edecek bir tek belge yok. Ya da deprem anında zaman gece yarısı ve dışarıda aralık ayazı var. Siz pijamanızla kendinizi dışarı attınız ama artçı korkusundan ne eve girebiliyorsunuz ya da anahtarınızı cüzdanınızı ya da telefonunuzu almadığınız için kapanan kapınızdan ötürü sevdiklerinizle iletişim kuramıyorsunuz. Oysa ki bu tip temel ama önemli şeylerden yeter miktarda bir sırt çantasına koysanız ve bu çantayı (sadece bu çantayı) evden çıkarken almış olsanız bu tarz sorunları hiç yaşamayacaktınız.
Ne dediğimi daha iyi anlamak için 17 ağustos 1999 depreminin ilk anlarını aktaran youtube’daki videoları izleyebilirsiniz. Bu depremden sonra olan 12 kasım 1999’daki düzce depreminde insanlar saat 18:57deki depremin ardından soğuk hava ile başbaşa kaldılar.
Kısaca afetten minimum zarar görsek bile, kısacası yılan bize dokunmayacak olsa bile bu tarz bir çantanın olması size hiç beklemeyeceğiniz faydalar sağlayacaktır. Ben bunu bebek kızımı acile götürmek zorunda kaldığımda anladım. Bir anda kendime ve ona ait belgeler, ev ve araba anahtarı gibi objeler ve yedek şarj cihazı gibi şeyleri 10 saniyede yanınıza alıp hızla hedefe yönelmek ve o telaşla tekrat geri dönmemek zorunda kalmak güzel bir histi.
BOB’un önemini yeterince anladıysak bu çantayı kafamızda (ve tabiki Türkiye gerçeği kapsamında değerlendirmek lazım). Ben bu çantayı kişisel ve yaşamsal olarak ikiye ayırma taraftarıyım. Yaşamsal kısmı ileride daha detaylı netleştireceğim. Ama çoğu kişinin atladığı kişisel kısma vurgu yapmak istiyorum daha çok şu anda.
Kişisel çantanın içine öncelikle kendimizin ve ailemizin nüfus cüzdanı, ehliyet ve aile cüzdanı gibi kimliklerimizin fotokopisini koyuyoruz. Bundan sonra tapu, araç ruhsatı, banka cüzdanı-hesap kaydı, sigorta poliçesi, diploma  gibi mal varlığımızı ve yetkinliğimizi belgeleyen evrakların fotokopilerini koyuyoruz. Son olarak belli miktar nakit para, telefon kartı, ulaşım kartı, varsa ikinci bir bankanın (tercihen devlet bankası) içinde bir miktar paramız olduğu bankamatik kartını koyuyoruz. Bunlara bir de klasik 3310 gibi ya da 1100 serisi gibi sadece arama yapabildiğimiz ancak şarjı çok uzun giden ve dayanıklı bir cep telefonuyla yedek bataryasını  (15-20tl) şarj aletiyle ve bir tane kontörlü hatla koyarsak (6 aydan 6 aya minimum miktar yüklenerek deaktive olması engellenmiş) başımıza bir ley geldiğinde kim olduğumuzu, maddi olarak ne kadar zarar gördüğümüzü ve akrabalarımız ya da devlet birimleriyle iletişimi sağlayacak bir iletişim aygıtımız olacaktır. Tabi koyacağımız cep telefonuna acil durum numaraları ve akrabalarımızın numaralarını kaydetmeyi unutmayın. Zira artık annemizin babamızın numarasını bile ezbee bilemeyebiliyoruz.
Bunun bir sonraki aşaması bu fotokopileri notere aslı gibidir onayının yaptırılması ve bu belgelerin su geçirmez bir şekilde çantada saklanması.
Ayrıca noter onayı (yaptırmazsanızda fotokopi sırasında) sonrası bu belgeleri tarayıp şifreli bir zip dosyasıyla emailinizde saklarsanız kıta bile değiştirseniz bu belgelere erişimiz olabilir.
ÇANTANIN YAŞAM KISMI MUHTEVİYATINI KONUŞMAK ÜZERE…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder